Gece ve alacakaranlık saatlerinde sürüş güvenliği tartışmasız bir endişe kaynağıdır. Güncel istatistikler, tüm ciddi trafik kazalarının yaklaşık bir üçte birinin bu zaman dilimlerinde gerçekleştiğini gösteriyor; o vakitler trafikteki yoğunluk görece olarak daha düşük olduğundan, görsel sınırlılıklar riskleri önemli ölçüde artırabilir. Uzmanlar, sınırlı görmenin bu riski tetikleyen başlıca etmenlerden biri olduğunu ifade ediyorlar.
OSG Göz Merkezi Nürnberg’den Prof. Dr. med. Matthias Krause, gece körlüğünün oluşumunu, tipik belirtilerini ve sürücüler için alabilecekleri önlemleri şu şekilde özetliyor: GECE KÖRLÜĞÜ NEDİR? Gece körlüğü, alacakaranlıkta görülebilirliğin azalması olarak tanımlanır. Gözün karanlığa uyum sağlama kapasitesi ya sınırlı ya da tamamen kaybolabilir. Özellikle retina üzerindeki çubuk hücrelerinin işlevini yitirmesiyle, düşük ışıkta görme neredeyse tamamen güçleşir.
GECE KÖRLÜĞÜNÜN NEDENLERİ Görme bozukluğu hem doğuştan gelen hem de yaşam boyunca gelişen etkenlerle ortaya çıkabilir.
- Kalıtsal durumlar: Retinopati pigmentosa gibi doğuştan retina dejenerasyonları
- Sonradan ortaya çıkan nedenler: Katarakt, A vitamini eksikliği veya lens bulanıklığı
NASIL ANLAŞILIR? Sürücüler çoğunlukla gece körlüğünü trafikte fark eder. Belirti şu şekilde öne çıkar:
- Bulanık görme ve ışık kaynaklarının etrafında parlama veya halo etkileri
- Çift konturlar
- Direksiyon başında artan güvensizlik ve ani refleksler
Prof. Krause, bu semptomları yaşayan sürücülerin tehlikeyi ciddiye almalarını öğütlüyor. Gece görüşünü ölçen alacakaranlık testleri ve niktometrelerle yapılan değerlendirmeler, görme keskinliği ve kontrast hassasiyeti gibi yönleri inceler ve potansiyel tehlikeleri zamanında izlemeye olanak tanır.
KURU GÖZLER DE SORUN OLABİLİR Gece görüşünü etkileyen sebepler sadece retina veya lensle sınırlı değildir; kuru gözler de optik bozulmalara yol açabilir. Gözyaşı filmindeki dengesizlik ışığın dağılmasıyla parlamalara ve bulanık görme sorunlarına neden olur. Uzmanlar, gözyaşı yağlamasının ve damla terapilerinin bu durumu yönetmede önemli olduğunu vurgularlar.
YAŞLA BİRLİKTE ARTIŞ GÖSTEREN RİSKLER Yaş ilerledikçe gece görüşünü güçlendiren hastalıklar da artış gösterir. Bunlar arasında
- Yaşa bağlı makula dejenerasyonu
- Diabetes mellitus
- İleri seviyede glokom
- Katarakt ve sonrası lens bulanıklıkları
yer alır. Bu hastalıklar çoğu kez sinsice ilerlediği için, gece görme kayıpları belirginleştiğinde fark edilirler.
KARANLIKTA DAHA GÜVENLİ OLMAK İÇİN İPUÇLARI
- Mevcut görme kusurlarını uygun gözlüklerle telafi etmek
- Parlama ve yansımayı azaltan lensler kullanmak
- Parlama anında ışık kaynağını görmek için kenar şeridine bakmak
- Göz hastalıklarında en az iki yılda bir düzenli oftalmolojik kontroller
Doğru ayarlanmış mesafe gözlükleri, görme bozukluklarını dengelemeye yardımcı olur. Sarı lensli gece gözlüklerinin etkinliği konusunda farklı görüşler bulunmakla birlikte, yansıma önleyici camlar güvenliğin artırılmasına katkı sağlar.
News
